Bu post biraz daha sıkıcı bir konu üzerine olacak bu da tabiki dersler. Ama haliyle birer üniversite öğrencisi olarak bunlardan kaçışımız yok. Genel olarak burada bahsedeceğim şeyler zaten ilk hafta size derslerde ve seminerlede anlatılacak şeyler. Ama bir de öğrenci tarafına bakıyım derseniz okumaya devam edin 🙂

Şimdi ilk olarak bahsedeceğim şey ders kitapları. Lafı uzatmadan çok net söylüyorum, çok pahalılar. Ben Media Studies with Digital Media Arts okuduğum için benim ana dalım olan medyadan sosyoloji teorileri ağırlıklı pek çok dersim var. Okula geldiğim ilk sene bize kitapları satın alın dediler bizde aldık. Ama halbuki bilseydim ki ben internetten bu kitapların bazıları mevcut neden hepsine en az 30’şar pound verirdim değil mi? Okulumuzun kütüphane sitesinde veya genel olarak internet üzerinde olsun ders kitaplarımızın bazıları bedava şekilde mevcut. Bu yüzden bir kitap almadan önce bir internete bakmanızı tavsiye ederim. Ya da ben digital ortamda değilde asıl kitaba sahip olmak istiyorum derseniz zaten ders kitaplarımızın neredeyse hepsi ve çoook çook daha fazlası kütüphanede mevcut olduğu için oradan kitapları bedava kiralayabiliyorsunuz. Bu yüzden yani aslında size her satın alın denilen kitaba para saçmaya lüzum yok. Ama tabiki herkesin kendi tercihi 🙂

İkinci olarak bahsedeğim şey devamsızlık konusu. Eğer 3 hafta üst üste bir dersinizi kaçırırsanız sadece bir uyarı şeklinde bir email geliyor. Ama daha devamsızlıktan kalan birini görmedim ama tabiki bu demek değilki hiç bir dersinize gitmeyin evde yatın 🙂 Olabildiğince katılmaya özen gösterin ama Türkiyedeki üniverstelerdeki gibi devamsızlık burada sıkı olan bir sistem değil. Özelikle daha fazla sayıda öğrencilerin olduğu bölümlerdeyseniz mesela business veya mühendislikler gibi kim gelmiş git gelmemiş kimse farkında olmuyor 🙂 Ama ben şanslıyım ki bir derse bile gitmesem benim derslerimle alakalı herşey SurreyLearn’de mevcut. Fakat bazı arkadaşlarım benim kadar şanslı değiller. Çünkü hocaları ya düzgün notlar koymuyo, ya slaytları eklemiyo ya readingleri yazmıyo ya da direk hiç Surreylearn neymiş umurlarında olmuyo bu yüzden siz siz olun ilk önce Surreylearn’ü kontrol edin ve eğer derslerle ilgili materyellere ulaşamazsanız kesinlikle derslerinizi ihmal etmeyin 🙂

Son olarak ders işleyişlerinden kısaca bahsedicem. Genelde dersler bölümden bölüme format değişikliği yaşıyor tabiki. Bunlar lecture, seminar, workshop, labs vs biçimde değişebiliyor. Genelde seminar, workshop ve labs tarzı öğrenci katılımı önemli olan derslerde devamsızlık daha önemli oluyor ve genelde full aktiviteler, tartışmalar, deneyler vs ile geçiyor. Öte yandan lecture’lar genelde en az 1 saatten 4 saate kadar çıkabilen bir odada oturup sadece hocanın dinlenildiği arada soru cevap olan formattır. Ödev konusunda haftalık olabilirken aylar süren ödevler veya projelerde oluyor bu yüzden çeşitlilik fazla diyebiliriz. Sunular, essayler, lab reportlar, projeler, online discussionlar, portfoliolar vs şeklinde adlandırabiliriz bunları. Onun dışında hocalara gelirsek gerçekten kişiden kişiye çok değişiyor o yüzden dünyanın en harika hocaları burada diye size yalan söylicek halim yok. Türk üniversitelerinden farklı olarak burada öyle öğrenci ve öğretmen rolleri çok daha baskın bir şekilde belli. Yani ne kadar arkadaş canlısı ve sempatik bir hocaya sahip olursanız olun genelde hepsi çok kurallar konusunda katılar ve istisna göstermiyorlar. Sınavlardan bahsetmem gerekirse, burada vize ve final kavramları yok. Yani en azından bizim alışık olduğumuz biçimde değiller. Final sınavlar genelde bir iki bölüm hariç her bölümde olan bir şey. Essay tipi, yazılı, çoktan seçmeli vs biçimleri var. Bölümler ve derslerine göre bunlar değişiklik gösteriyor. Onun dışında vize diye bir şey yok ama bazen dönem ortası bazı derslerin sınavları olabiliyor ama bu her sene aynı tarihte vize dönemi gibi bir durum değil Türkiye’dekinin aksine. Eski sınav kağıtlarına kampüs içerisinden https://sharepoint.surrey.ac.uk/exampapers adresinden kampüs dışından http://remote.surrey.ac.uk/ sayfasındaki ‘Exam Papers Database’ kısmından bulabilirsiniz. Genelde eski kağıtlara yakın biçimde sınavlar oluyor.

Not sistemine gelirsek Türkiye’den çok farklı. 100-70 arası first (1) olarak isimlendirilen genelde A veya A+’ya denk gelen notlar, 70-60 arası upper second (2.1) B ile B+ arasına denk gelen, 60-50 arası lower second(2.2) yani C ile C+ arasına denk gelen, 50-40 arası third (3) D’ye denk gelen yani hadi ucu ucuna geçtin notları ve 40tan aşağı notlar kalma notlarıdır. 1 ve 2.1 ile mezun olmak başarılı bir öğrenci olduğunuzun kanıtıdır. İlk sene mezuniyet notuna işlemez. İkinci sene %40 etkiler ve son sene %60 biçimde etkilidir. Eğer placement year yapıyorsanız tabiki bu da mezuniyet notunuza etkilidir.

Bu yazıyı burada bitereceğim. Tek söyleyebileceğim gerçekten çok ağır anlaşılmaz bir akademik dille dersler geçmiyor ve anlaması gerçekten zor değil. Düzenli çalışıp, assignmentlarını yaptığınız sürece derslerden kalma ihtimaliniz çok düşük. Genelde ders programları Türkiye’deki üniversiteler kadar ağır değil diyebiliriz. Ama zaten burda okumak için o kadar para veriyoruz en azından paramız boşuna gitmesin değil mi 🙂